top of page
Yazarın fotoğrafıGülşah Tekışık

Deprem Ve Psikolojik İlk Yardım

Büyük Bir Deprem Sonrası İnsan Ne Yaşar

Doğal afetler dünyanın bir parçasıdır. Bilimsel ve fiziksel açıdan bunu kabul edebilsek de yarattığı etkilerle baş etmek o kadar kolay olmaz. Deprem; yalnızca binaları değil, hayatımızın diğer alanlarını da yıkacak etkilere neden olabiliyor. Hepimiz için yaşarken en çok ihtiyaç duyduğumuz şey güven ve emniyetken ve bunu yaşam boyunca çok zor inşa ediyorken deprem ile ortaya çıkan ani değişime ve sarsıcı kayıplara uyum göstermek oldukça zordur. İşte bu evrede deprem etkisi önce şok ile başlar. Bu da vücudun ani değişime karşı verdiği savunma mekanizmalarından biridir. Şok etkisinden sonra yüksek derece kaygı ve korku baş gösterir. En ufak uyaranla bile irkilme, kâbus görme ve olay anını defalarca yaşama gibi hassasiyetler olur. Buna güvensizlik, belirsizlik hissi ve hayal kırıklığı eşlik edebilir.

Deprem Korkusunu Yenmek İçin Yöntemler

Tüm korku ve kaygıları yenmenin baş kuralı inanmaktır. Bu korkuyu yenebileceğinize inanmak kilit noktadır.

Deprem sonrası oluşan “Dünya güvenli bir yer değil” algılarımızı değiştirmeye çalışmalıyız. Kendimizi rutin hayatımıza, bize iyi gelecek aktivitelere odaklamak önemlidir. Korkularınızı içinizde yaşamayın, bastırmayın. Olabildiğince paylaşmayı, korkularınızın ardındaki anlamları keşfetmeye çalışın.

Önlem alındığı takdirde her deprem ölümcül ya da çok sarsıcı değildir. Temeli sağlam bir şekilde inşa edilen binalar ve deprem adına önlemler almak (deprem çantası, deprem konusunda bilinçlenmek, eğitimler almak) neticesinde depremde korunmak mümkündür.

Korkularınızdan kaçınmak yerine onlarla savaşmayı deneyin.

Çaresiz Değiliz

Depremi bizzat yaşayan da tanıklık eden de bu dönemde çaresiz hisseder. Yaşayanların hepimizden daha çok baş etme becerisi oluşur. Hepimizden çok daha güçlenir, hayata bir kez daha tutunmuştur. Sadece şahit olanlar ise elimizden bir şey gelmiyor, yarın bir gün bizi de bulabilir diye yoğun bir suçluluk duygusu yaşar. Fakat depremzedelere iyi dilekler dilemek gibi, onlara gereken maddi manevi yardımları yapmak gibi ve en önemlisi de bu felaketten ders çıkarıp bilinçlenmek gibi bir çareniz, yarınlar da daha güçlü olmak için bir sebebiniz var.

Fiziksel Ve Psikolojik Destek Önemli

Yeni gelişen ya da yaşanmış bir depremle ilgili gerçekçi inançlarınız ve düşünceleriniz ile deprem korkusunun duygusal, fiziksel ve zihinsel belirtilerini ortadan kaldırabilir, kaçınma davranışlarını zamanla azaltabilirsiniz.

Psikolojik Sallanma (Sürekli Deprem Olacak Gibi Hissetme)

Sürekli deprem olacakmış gibi bir his var hepimizde. Şu an bütün algımız ve odağımız depremde olsa da tedbir aldığımız sürece en güvenli diye bildiğimiz, inandığımız yerler aslında hala çok güvenli. Maddi manevi her şeyimizi birkaç saniyede kaybedecek olmanın düşüncesi bile korkunç veya bunu kontrol altına almak imkânsız gibi gözükse de bunlar rutin hayatın hep bir parçasıyken şimdi umutsuzluğa kapılmadan yarınlara ders çıkarmalıyız. Ruhsal veya fiziksel her sallanmadan sonra sınavımızı başarıyla geçeceğiz umudu taşımalıyız. Yaşadığımız bu acı ve korkuda edindiğimiz deneyimlerle hayata daha olumlu yaklaşıp, önceden göremediğimiz ayrıntıları keşfederek daha dolu ve anlamlı yaşamayı öğrenmek için lütfen değişen duygu ve düşüncelerinizi öncelikle normal karşılayın, kabullenin ve gerçekçi bakın. Bunlar hepimizin şok sonrası verdiği normal duygusal, bilişsel ve davranışsal tepkilerdir.

Psikolojik İlk Yardım Nedir?

Yakın zamanda ciddi bir kriz durumuna maruz kalmış ve yardıma ihtiyacı olan kişilere o an destekleyici müdahalede bulunmak, kişinin stabil kalmasını sağlamak, gerek olduğu zamanlarda uzun süreli desteğe erişimi kolaylaştırmak ve akut sıkıntının azalmasına veya söndürülmesine yardımcı olmaktır. Bu noktada psikolojik bir danışmanlıktan, tedaviden ve teşhis koymadan bahsedilmemektedir.

Psikolojik İlk Yardımın Temel İlkeleri

*İzlemek

*Dinlemek

*Bağ kurmak

Kriz Durumları Sonrasında Meydana Gelebilecek Duygusal Tepkiler

*Üzüntü

*Kaygı

*Panik

*Çaresizlik

*Öfke

*Utanç

*Şaşkınlık

*İnkar

*Korku

*Hissizlik

*Depresif ruh hali

*Huzursuzluk

*Hayal kırıklığı

Yas Döneminde Çocuklara Destek Olmak (0-2 Yaş)

Bebek bu süreçte bağlandığı kişinin yokluğunu hissedeceği için bu durum onun için acı vericidir. Bebeği rahatlatmak için şarkı veya ninni söylemek, fiziksel temas kurmak (sarılmak, kucağa almak), sevdiği oyuncağı ile oynamasını sağlamak ve oyunlarına eşlik etmek yararlı olacaktır. Bebeğin rutinlerini devam ettirmek (mama saati, uyku düzeni, barınma) önem arz eder ve onu yalnız bırakmamak gerekir.

Travma Süreci Aşamaları



1) Şok Evresi: Hiçbir şeyin algılanmadığı adeta dona kalınan, bütün alıcıların kilitlendiği evredir. Tepkisizlik hakimdir.

2) İnkâr Evresi: Bu evrede “Olamaz, Hayır, İnanmıyorum” ifadeleri ve duyguları hakimdir. Kişi olayların kendi başına geldiğini kabul edemez ve inkar eder. Yoğun olarak dehşet, çaresizlik, şaşkınlık duyguları hakimdir.

3) Suçluluk Evresi: Keşkeler, pişmanlıklar yaşanır ve yaşanan travmanın sebebi olarak kişi kendisini görür. “Ac le etseydim şunu şöyle yapsaydım bunlar olmazdı” gibi düşünceler hakimdir.

4) Öfke Evresi: Hem kendine, hem kaybedilen kişiye ya da başka kişi ve durumlara; bazen ise kadere yoğun kızgınlık duygularının duyulduğu evredir.

5) Kabullenme Evresi: Direnci kırma ve acıya izin verme. Yaşananları kabullenip teslim olma ve anlamlandırma sürecidir. Bu son aşamada Anlamlandırma süreci devreye girer ve kişi artık yaşadıklarına belirli bir mesafeden daha objektif bakmaya başlar. Başına gelenleri ve yaşadıklarını kabul eder.

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page